TBMM’de 23 Nisan Oturumu… Cumhurbaşkanlığı Adayı Kılıçdaroğlu: “Bu Başkanlıktan Milletvekili Olarak Son Sözüm: ‘Tekrar Milletin İstiklal…
TBMM Genel Kurulu’nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle özel oturum düzenlendi. CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, özel oturumda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“DÜNYANIN TÜM ÇOCUKLARA MUTLULUK, HUZUR VE SAĞLIK GETİRMESİNİ DİLİYORUM:TBMM’nin açılışının 103. yıl dönümünde, bu mübarek bayramın sadece Türk çocuklarına değil, başta tüm mazlum milletlerin çocukları olmak üzere tüm dünya çocuklarına mutluluk, huzur ve sağlık getirmesini diliyorum.
‘BÜTÜN MİLLETE UYGULANACAK EN BÜYÜK YETKİLİ İSİMLİ MECLİS OLACAKTIR’: Sayın milletvekilleri, TBMM’nin göreve başladığı 23 Nisan 1920’den bir gün öncesine değinmek istiyorum. Bir gün önce yani 22 Nisan 1920’de; Mustafa Kemal, ‘Tutanak ertelenmeyecek’ uyarısında bulunan bir bildiri yayınladı. Telgrafla muhataplarına gönderilen bildiride şu satırlar yer alıyor: ‘Allah’ın izniyle 23 Nisan Cuma günü göreve başlayacak olan TBMM, tüm mülki ve askeri makamların ve tüm milletin bağlı olduğu en yüksek makamdır. başvuracak meclis dedi. Bilgilerinize sunulur. Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal.’
HÜKÜMET BİR MECLİSTİR: Mustafa Kemal Atatürk’ün gönderdiği telgrafta da görebileceğiniz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi, askeri ve mülki makamların ve daha da önemlisi tüm milletin başvurabileceği en aziz makam olarak 103 yıl önce göreve başlamıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşları çok iyi biliyorlardı ki, kayıtsızca ve kuralsızca egemenliğine girmiş bir milletin karşısında hiçbir güç, hiçbir düşman duramaz. Bu iradeyi temsil etme yetkisi elbette ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeydi. Atatürk ve arkadaşları inançlarında asla yanılmadılar. Bizleri Milli Mücadele zaferlerine ulaştıran, çatısı altında buluşturan da bu Meclis’tir. Bu itibarla Türkiye Büyük Millet Meclisi, Milli Gayretimizin ana karargâhıdır. Ana karargâh olduğu için Gazi Meclisi’dir. Ayrıca Gazi Meclisi açıldığı günden itibaren üstlendiği yasama ve yürütme sorumluluğu sonucunda yeni bir devletin temellerini atmıştır. Haliyle devleti kuran meclistir. Bu devletin adı sonsuza kadar kalacak olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi, kurulmuş bir devletin meclisi değil, bizzat kendi iradesiyle kurduğu ve kurucusu olduğu bir devletin Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, hem Gazi Meclisi unvanıyla hem de devlet kurucu özelliğiyle; Dünya siyaset, ordu ve demokrasi tarihinde seçkin bir yere sahiptir. Böylesine önemli niteliklere sahip bir Meclis üyesi olmaktan gurur duyuyorum, gurur duyun.
MİLLETİMİZİN ÜLKEMİZE GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR PARLAMENTARİYE ULAŞMA İSTEĞİNİ: Öte yandan taşıdığım milletvekili sıfatıyla bu kürsüden bu özel oturum vesilesiyle siz değerli hemşerilerime seslenmekten mutluluk duyduğumu da vurgulamak isterim. Önümüzdeki seçimlerde bu saflarda yerlerini alacak olan TBMM’nin yeni üyelerine başarılar diliyorum. Ülkemizi Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme ulaştırma iradesini milletimizin yeni üyelerine teslim edeceğinden şüphem yoktur.
TBMM TEK ADAM REJİMİNİN GÖLGESİ ALTINDA: TÜRK BÜYÜK MİLLET MECLİSİ; Tüm kaygılarımızın ve ülkemizin tüm temel sorunlarının analiz merkezi olmalıdır. Ancak üzülerek belirtmek isterim ki millet olarak geçmişimize duyduğumuz saygının ve geleceğimize duyduğumuz güvenin çerçevesi olmaktan uzaklaşmıştır. TBMM, tarihsel geçmişinin aksine tek adam rejiminin gölgesi altındadır. Gazi Meclisimizin yasama yetkisi tek adam rejiminin egemenliğine teslim edilmiştir. Bu içerikte; yargı bağımsızlığı, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve diğer tüm özgürlükler ile bilimsel ve laik eğitim yok edilmiştir. Kamu istihdamında liyakatın ortadan kalkması, kamu yönetiminde kayırmacılık ve partizanlık egemen hale gelmiştir. Kamu harcamalarında yolsuzluk tek yöntem olarak benimsenmiştir.
BİR DÖNEMİN SONUNA KADAR OLDUĞUNU GÖRÜYOR VE BİLİYORUZ: Gençler, kadınlar, çiftçiler, emekçiler, iş adamları, bilim adamları bir umutsuzluk sarmalına sürüklendiler. İnatla sürdürülen yanlış dış politika sonucunda ülkemiz bölgesinde yalnızlaşmış, milyonlarca göçmen, sığınmacı ve mülteciye karşı sınırlarımız korunamamıştır. Nihayetinde hayat pahalılığı tüm hayatı bir kanser gibi sardı ve vatandaşlarımızın geçim kaynakları neredeyse sıfıra indirildi. Ancak tüm aksiliklere rağmen umutsuz olmak için hiçbir sebep yok. Çünkü biz uçurumun kenarında harap olmuş bir ülkeden modern bir Cumhuriyet kuran Mustafa Kemal’in çocuklarıyız. Milletimizin çelik iradesi bir tek adamın iki dudağına, bireysel başarı ve beklentilerine, adam kayırma müptelalığına, vasıfsız ekiplerine teslim olmuş gibi görünse de bir devrin geldiğini görüyor ve biliyoruz. sonuna kadar Bu vesileyle hemşerilerimi geçmişin ve bugünün olumsuzluklarını konuşmaya değil, gelecek güzel günlerin ve gelen baharın hayalini kurmaya saygıyla davet ediyorum.
TÜM DÜNYA DENEYECEK: 14 Mayıs genel seçimleri yaklaşırken milletimiz ve ülkemizin dört bir yanında; Kendisini demokrasi ile taçlandıracak bir heyecan içerisindedir. Tek bir çocuğun aç yatmayacağı, yurt dışına giden gençlerimizin tekrar oyun oynayacağı, gitmeyi düşünenlerin ise bu fikirlerinden vazgeçeceği keyifli bir geleceğin arifesindeyiz. Maraş’ta, Antep’te, Urfa’da, İnönü’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da ve Afyon’da milletçe düşmana karşı mücadele ederken, bu mukaddes çatı altında buluşan birinci Meclisimizin değerli üyeleri hem bu savaşları yönettiler hem de bir savaşın temellerini attılar. yeni durum. Şimdi sıra bizde. Meclisimizin açılışının 103. yılında Cumhuriyetimizi kalıcı olarak demokrasi ile taçlandıracağız. Demokrasi ile taçlandırılmış Cumhuriyetimiz, sadece mazlum milletlere değil, tüm dünya demokrasilerine örnek olacaktır. Otoriter rejimlerin sandıkta yenilebileceğini, ülkenin ve bölgenin tüm sorunlarının çözümünün birlikten geçtiğini tüm dünya görmüş olacak. Ötekileştirmenin, kimseye kin beslememenin insan haklarının en temel ilkelerinden biri olduğunu ve başarıya ancak bu temel unsurların rehberliğinde ulaşılabileceğini tüm dünya görmüş olacaktır.
CUMHURBAŞKANI’NIN BİLE ELEŞTİRİLEBİLECEĞİ BİR DÖNEME YAKLAŞIYORUZ: 418 milyar doların muhasebeleştirileceği bir döneme yaklaşıyoruz. Çiftçinin personelin hakkını alacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin son bulacağı gerçek bir döneme yaklaşıyoruz. Tüm terör örgütlerinin ve yer altı hata örgütlerinin hatasız bir şekilde kökünün kazınacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Yoksulluğun ve yolsuzluğun son bulacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Beytulmale’ye hatasız dokunulmayacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Cumhurbaşkanının bile özgürce eleştirilebildiği gerçek bir döneme yaklaşıyoruz. Tüm kararların istişare ve sağduyu ile alınacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Çankaya Köşkü’nün yeniden tüm Türkiye’nin konutu olacağı gerçek bir döneme yaklaşıyoruz. Barış akademisyenlerinin yeniden kürsüye çıkacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmenin atanacağı, köy okullarının yeniden açılacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Kendisine üstün bir anlayışla bakan, vatandaşını küçük gören, sadece kendi zenginliğini düşünen yönetim anlayışının sonunun geleceği bir döneme yaklaşıyoruz. Liyakatin galip geleceği, Kızılay’ın kan ve çadır satmayacağı, AFAD’ın enkaz altında kalan vatandaşlarını ölüme mahkum etmeyeceği bir döneme yaklaşıyoruz.
BEŞLİ ÇETENİN HÜKÜMÜNÜN SONA ERECEĞİ BİR DÖNEME YAKLAŞIYORUZ: Gerçekten de beşli çetelerin saltanatının sona ereceği bir döneme yaklaşıyoruz. Tank Palet fabrikasının geri alınacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Başta Gülhane Askeri Tıp Akademisi olmak üzere tüm ‘askeri hastanelerin’ açılacağı bir döneme yaklaşıyoruz.
DEPREM KONUTLARININ ÜCRETSİZ OLARAK KULLANILABİLECEĞİ BİR DÖNEME GERÇEKTEN YAKLAŞIYORUZ : : Kurban Bayramı’nda emeklilerimizin banka hesaplarına 15 bin TL’lik bayram ikramiyesinin yatırılacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Deprem konutlarının ve dükkanların hak sahiplerine ücretsiz olarak verileceği gerçek bir döneme yaklaşıyoruz. Başta ekonomik sorunlar olmak üzere ülkemizin tüm sorunlarını çözeceğimiz, ülkemize bolluk ve bereket getireceğimiz bir döneme yaklaşıyoruz. Bu milletin Merkez Bankası’ndaki 128 milyar dolarının kime açılacağının ortaya çıkacağı bir dönemde gerçeğe yaklaşıyoruz. İstihdam ve kalkınma için ülkemize milyarlarca dolar saf paranın gelmesini sağlayacak, ahlaklı ve vicdanlı bir yönetimin iktidara geleceği bir döneme yaklaşıyoruz.
YENİ BİR DÖNEMİN EŞİĞİNDEYİZ: Kısacası dünyaya örnek olacak yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Siyaset bilimciler bu dönemi Türkiye Cumhuriyeti dönemi olarak tanımlayacaklardır. Bugün bir kişiye ait olan egemenlik sona erecek; Egemenlik bundan yüz yıl önce olduğu gibi yine kayıtsız şartsız milletin olacaktır.
14 MAYIS’A KADAR Türkiye YAŞAM SEVGİSİNİ GERİ DÖNDÜRECEK: 14 Mayıs’tan itibaren Türkiye yeniden yaşama sevincine kavuşacak. Türkiye baharını yaşayacak. Türkiye’ye bahar gelince tüm dünyaya bahar geleceğini göreceksiniz. Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına; Depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza ve terör örgütleriyle mücadelede şehit olan güvenlik görevlilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize teşekkür ederiz. Tüm çocuklarımızın, Atatürk’ün kendilerine armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ve vatandaşlarımızın Ramazan Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum. Ülkemizin ve dünyanın tüm çocukları için mutlu bir gelecek için çalışacağımızın sözünü veriyorum.
MUTLU BİR GELECEK İÇİN ÇALIŞACAĞIMIZA SÖZ VERİYORUM: